28 Aralık 2009 Pazartesi

Uzun bir aradan sonra Karl Lagerfeld ile geri döndüm:)


Merhabalar,


Bir süredir yazmamamın nedeni çok açık vakitsizlik !


Evet rahat bir hafta diyorsunuz ama mutlaka bir anda tüm günleriniz yapılacak işler, görülecek dostlar, gidilecek organizasyonlar, programlar derken doluveriyor. Eve gelip dinlendim, uyudum derken sabah oluyor ve işe geliniyor.


Ama yazmadığım sürede doğrusu baya da bir konu birikti..Yani bol bol kaynatacak konumuz mevcuttur ;)


Geçtiğimiz ay kalabalık arkadaş ordusuyla birlikte Paris çıkarması yaptık. Yani Bayram münasebetiyle hem Paris'teki arkadaşlarımızı(bf) görmeye, hem de Paris sokaklarında salına salına gezmeye gittik..( sefam olsunn)


Gel gelelim benim vereceğim dedikoduya..Aslında gezip görmek eğlenmek dışında iki dedikodum var size !


İlki; Bir gün akşam yemeği dönüşü erkek arkadaşım, ablam ve ben St.Germain civarlarında endam-ı arz eylerken karşıda mumyaya benzeyen bembeyaz saçlı, havasından ve ışığından neredeyse yanından geçemeyeceğiniz bir adam ! Uzaktan bu ünlü biri diyorsunuz ama kim !?!

Tabiki yaklaştıkça atkuyruğunu ve güneş gözlüklerini gördükten sonra ay bir de tabiki eldivenlerini, anladık ki bu kişi ' Karl Lagerfeld ' Haa haa müthiş !


Yani sen yolda elini kolunu sallaya sallaya yürü karşına bomboş yolda gece vakti Karl çıksın ! Burada ancak çıksa çıksa Demet Akalın çıkar yada benzerleri.

Neyse konumuzdan sapmayalım.


Dedik evet evet bu Karl!!! Hepberaber adamın yanına iliştik, sırıta sırıta, en kibar hallerimizi takınarak... Tanıştık, hatrını sorduk bir de resim çektirdik e daha ne olsunn yani kısa günün karı diye buna derim ben !


Ikinci dedikodumu bir sonraki yazımda yazayim, yazılar çok uzun olunca okuması bir hayli zorlaşıyor.


Görüşmek üzere !


Ciao !

19 Ekim 2009 Pazartesi

ÜnLüLeRiN Paris ÇıKaRtMaSı !!!











Moda haftaları başladı mı ünlüler davet edildikleri üzere kendilerini çeşitli markaların fashion showlarında buluyorlar.


Tabii hal böyle olunca, gittikleri ülkenin sokaklarında kameralara farklı tarzları ile yakalanıyorlar. Konumuz yine 'moda' olunca sizinle paylaşacaklarımda ünlülerimizin Paris Fashion Week dolayısıyla bulundukları dünya'nın en güzel şehirlerinden sayılan Paris sokaklarındaki görünümleri olacaktır.


Ünlülerin normal hayatta sokaklarda nasıl bir görünüm sergilediği bizler için örnek teşkil edebiliyor. Çok iyi giyinenler olduğu gibi, zaman zaman saçmalayanlar da olabiliyor tabii.

Lindsay Lohan, bir ara çok iyi giyiniyordu. ''It'' girl diyebiliyorduk onun için..Ancak çalkantılı hayatının beraberinde fazlasıyla marjinal ve aslında hiç de birşey ifade etmeyecek kılıklara da girdiğini gözlemledik.

Sizce fotoğrafta nasıl görünüyor? Ayakkabıları dışında bence basit bir görünüm sergiliyor.

Kate moss ise, harika gözüküyor.. Düzgün fiziğini ortaya çıkaran deri elbisesiyle sezonun trendlerinden olan ''deri'' yi sadece deri ceket veya pantalon olarak değil, tamamıyle bir elbise olarak giymiş ve muhteşem olmuş. Asi, kibar, kadınsı, ilgi çekici ve farklı..Herkes baştan aşağı deri bir elbiseyi bu şekilde taşıyamaz. Deri ile hem kibar hem asi olmak kolay iş değildir. Elbise çok başarılı :)

Kate'in gündüz giydiği kıyafet ise sade ve elegant. Bir kot ve gömlek altına güzel ayakkabılar ...

Sade olduğu kadar son derece şık olabilmek diye buna derim ben.

Miranda Kerr ise, dikkat ederseniz kıyafeti çeketle tamamlamayı sevenlerden..Bende çeketin her tip kıyafete yakıştığını düşünüyorum. Diğer mankenlere nazaran giyimine özel hayatında da önem veren Miranda bu işi iyi başaranlardan..Paris'te çekilmiş bu fotoğraftada da gerçekten çok şık ve hoş gözüküyor..


Bir kaç fotoğraf ile sizlerle Paris sokaklarında dolaşan ünlüler hakkında ufak çapta dedikodu yapmış olduk :)

Paris'e gidilir de güzel giyinilmez mi ama değil mi?!?

CiAo!!!

7 Eylül 2009 Pazartesi

Hollywood Erkekleri Sokaklarda !

Hollywood aktörleri sokaklarda çok rahatlar..Şort, t-shirt, jean, çeket..Kendi stillerini kullandıkları aksesuarlarla öne çıkarıyorlar..aksesuarlar gerçekten de onlara renk katıyor...






Günlük hayatları dışında davetlere, toplantılara ünlü tasarımcıların hazırladığı kıyafetlerle çok şık bir şekilde katılıyorlar, sokakta ise tamamen rahatlık ve farklılık belki biraz da aykırılık üzerine gittiklerini görebiliyoruz.
Ciao !

Keyfinize bakın !

ISTE GÜNLÜK HAYAT ! ! !













Günlük hayatta giyinmek ne kadar zor, ne kadar kolay tartışılır ama bence yapılan alışveriş kadar dolaptaki kıyafetlerin, ayakkabı ve çantaların birbiriyle uyumları da çok önemli. Bu konuda herkes hemfikirdir herhalde..

Dolapta güzel kıyafetler olması kadar, birbirleriyle uyumları da benim için çok önemlidir. Gece elbiseleri genelde birbirinden ayrı tarzda olabilirler ancak genel gardırop konsepti belli olması gerektiğini düşünüyorum. Bu şart mıdır ? Hayır ama, eğer oturmuş, birbiriyle örtüşen tarzda bir gardırobunuz olursa sizi zaman kaybından, gittiğiniz yere geç kalmaktan ve kıyafet bulamamaktan ötürü girilen sinir krizlerinden korur.


Bazen evden aceleyle giyinip çıkarsınız ama eve geldiğinizde büyük hayal kırıklığı yaşarsınız çünkü dışarıya çıkarken yaptığınız hatayı çoğu kez dışarıda farkeder ve belki de o rahatsızlıkla anınızı yaşayamazsınız. Bu nasıl birşey biliyor musunuz ? Evden geç hazırlanmaya başlıyorsunuz öyle yada böyle hemen birşeyler uydurup giyiveriyorsunuz ve bir ayakkabı, çanta, kemer veya üstünüze aldığınız bir şal bile hayatınızı gittiğiniz yerde zindan edebiliyor. Her zaman olmaz ama herkesin başına mutlaka gelmiştir. Hızlı hazırlanırken karışan kafalar yüzünden son rutüşlar da bir eksiklik veya yanlışlık buna sebebiyet verebilir.



Şimdi öncelikle evdesiniz bir yere yetişeceksiniz. Hem rahat hem şık olmanız gerekiyor. Aynı zamanda farklı bir dokunuşla tarzınız farklılaşsın istiyorsunuz. Önceden şununla şunu giyerim gibi bir hazırlığınız da olmamışsa, gardırobunuzun sizi son dakikada yanlız bırakmaması lazım.


Bu ne demek ? Herzaman kolay kombinlenebilecek parçaları dolabınızda bulundurmanız lazım. Örnek : beyaz gömlek, yırtık veya normal jean ( beli yüksek, belli etmeselerde hayat kurtarırlar.), siyah elbise ( her çeşit işe yarar, kemer veya kolye gibi aksesuarlarla farklılaştırılabilirler, ayakkabı ve çanta ile değişirler.), güzel bir siyah veya beyaz askılı atlet, dökümlü sade bir bluz, beyaz iyi kumaştan bir t-shirt, siyah dar taytımsı pantalon, siyah kısa şort, beyaz elbise, ve çok işinize yarayacak bir parça çeket(uzun veya normal hermevsim giyebileceğiniz türden olanlar en güzel)..vb. Bu saydıklarım kıvamında parçalar gerçekten gününüzü kurtarırlar. Beklenmedik bir zamanda veya geç kalınmış bir zamanın kahramanlarıdır onlar..Konumuza örnek olarak sizinle paylaştığım resimleri inceleyebilirsiniz..
CiAO !

2 Eylül 2009 Çarşamba

AUTUMN !


Günaydın !!!

Noluyor bu havalara böyle ? Ne yaz bitti mi? Ne sonbahara mı girdik ? Aa yaz ne ara son buldu?

E ama daha giyecek elbiselerimiz vardı:))) Şaka şaka..

Artık aslında biraz da sonbaharın gelmesini isteyenlerdenim.

Aslında doğduğum ay dolayısıyla herhalde ilkbahar dan yaza geçiş benim günlerimdir..Bayılırım bayılırım Mayıs, Haziran aylarına..İnsanın içi kıpır kıpır olur, heyecan dolu olur. Peki neden böyle olur ???

Kara kış, karanlık havalardan bir anda yemyeşil doğa ve masmavi bir gökyüzü karşıma çıktığı için mi?

Yoksa donarak yürüdüğümüz o yolları artık etrafı seyrede seyrede keyif yapa yapa yürüdüğümüz için mi?

Yoksa ilkbaharda havaların güzelleşmesiyle kendine bakmaya başlayan insanoğlu bu aylar da aşık olduğu için mi? :)

Sanırım tüm bu saydıklarım ve herkes için farklı nedenler yüzünden insana bir mutluluk gelir ilkbahar yaz aylarında.

NE DIYORDUM ? BEN DE SONBAHAR GELSIN ARTIK DİYENLERDENIM DEMİŞTİM ŞÖYLE Kİ ; Eylül'e girildi mi benim için yaz bitmiş demektir.. Havalar hafiften serinler ne giyeceğini bilemez hale gelirsin bu aylarda...Bir de ben artık güzel güzel paltolar, çizmeler giymeyi özledimmm!!! Ama kışında '' yaz gelsede şu paltolardan artık kurtulsak!!!!'' diyordum.:) E kışın zor oluyor tabi ağırlık yapıyor kat kat giyinmek.

Ben yaza veda gibi varsayabileceğiniz bir yazı yazdım VE yavaş yavaş sonbahar-kış için modacılar neler yapmış, ben neler giyinmeyi düşünüyorum gibi konuları içeren yazılarımı da ileri ki günlerde sizlerle paylaşacağım. Yorumlarınızı siz de benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Aynı fikirde olun, olmayın farketmez yinede sevinirim :)

PS : Bugün kendiniz için birşey yapın ! Hergün yapın ! Ben de yapmayı başarabilirsem hergün kendim için ne yaptığımı sizinle paylaşacağım...!

Kiss kiss ciao !

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Kızlaar Don't Panic !!!
















Bu gece bir davet, nişan veya bir düğüne gideceksiniz fakat nasıl bir elbise ile kendinizi güvende ve mutlu hissedeceksiniz bilemiyorsunuz ??










İşte sizin için seçtiklerim bir göz atmanızda fayda var :)

PS : Diane Kruger'ı yakından takip etmenizi önerebilirim, giyimini çok beğendiğim ünlülerden !

NEON jAZZ SHOes


Tekrar tekrar merhaba,


Blogu ilk açma sebebim moda hakkındaki fikirlerimi, yeni trendleri, ve kendi zevkime uygun kıyafetleri sizlerle paylaşmak içindi...


Bugün, günlük hayatta rahatlıkla giyilebilecek ama biraz alışık olunan bir tarzın aksine maskülen bir görünüm yaratan ama maskülenliği feminen bir çizgiyle bağdaştırabilen bir üründen bahsedeceğim.


Hollywood ünlülerinde veya moda dergilerinde görür görmez yeni moda olacak olan ayakkabı : neon jazz shoes.


Ben her zaman değil ama moduma göre giyebileceğimi düşünüyorum. Normalde çok maskülen bir tarz sevmiyorum ama bu ayakkabıların çok da güzel feminen bir tarzla birleştirilebileceğini düşünüyorum.


Yani o ayakkabıyı giydik diye erkeksi bir pantalon veya sigara paça bir pantalon giymek gerekmez, kısa bir elbise veya kısa bir şortla pek de güzel uyum sağlanabilir. Hatta ayakkabının tipi feminen bir tarzla birleştiğinde çok daha şeker görünebilir diye düşünüyorum.


Ve işte Sienna Miller. Yakışan Giysin !

21 Ağustos 2009 Cuma

Ehliyet !!! mi ??

İşteyim ama yarın ehliyet sınavım var !

Biraz sıkkın, biraz durgun bir şekilde okuldaki sınavına son gün kala çalışan öğrenci misali motordaki anlaması kolay, akılda tutması zor kelimeleri ezberlemeye çalışıyorum..

Bir yandan günlük telaş ve zırvalıklarla uğraşıyorum..

Nedir bunlar derseniz ; ay içimden hiç anlatmak gelmedi şimdi :) , şöyle söyleyeyim kendi kendime iç savaşlarım olur da benim bazen yine ortaya çıktı onla uğraşıyorum..:))) ne savaşı noluyo diceksiniz hehe yok yok bu zararsız sadece bana zarar veren türden bir şey.

Yoksa burcumun kurbanımıyım bilemiyorum ama biraz huzur istiyorum, ama yakaladığım anda kaçırmak istemiyorum.

Peki neden onu hep elimizde tutamıyoruz ? Belkide hep bizle olsa bu kadar değerli kılmazdık onu . !?!

Ehliyetten huzura güzelce bir saçmaladım ben sanırım, bugünlük böyle olsun yaşadığım an içindeki duygularımdı sizinle paylaştıklarım..

Bana bol şans hadi alayım artık şu ehliyeti de düşelim Istanbul yollarına ! ! !

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Başlangıç olarak ZeYzi

HELLO HELLO !

Sonunda benim de bir blogum oldu. Çok mutlu ve gururluyum :)

Yok yok öyle değil de şöyle ; yazmayı çok sevdiğimden yakın zamanda bir dergide yazmak istediğimden ama henüz öyle bir yola girmeden burada çok iyi pratik yapabileceğimi düşündüğümden buradayım...eehh biraz da kendimi geliştirmek diyelim..

Anlatabildim mi?? Evet evet anlattım.

Bu yazı giriş yazısıdır herhangi bir sonuç çıkarmaya çalışmayalım,

sadece ve sadece hoşgeldiMMM!!!