27 Ekim 2010 Çarşamba

SAÇBAŞ :)








Hellooo!!!
Saçlarımı ilk defa bir ay önce falan tamamen boyattım, onun dışında genel de hep kendi rengiydi..En fazla biraz gölge attırmışlığım vardır o kadar..Boyattığımdan beri saç renkleri gözüme daha başka çarpar oldu..
Kendi bakış açımdan farklı saç renklerini ve modellerini paylaşıyorum sizlerle........:)

7 Ekim 2010 Perşembe

KıSaCa STYLE ! VE STYLING ^













Bugün okulda muhteşem bir derse girdim ve bu dönem bu dersten çok keyif alacağımı düşünüyorum. Kendimi çok aydınlanmış hissettim. 
Ders içeriği midir, hocanın çok başarılı olması mıdır(bilgili, birikimli, tecrübeli,enerjik, bilgi aktarımını çok çok iyi başarabilen, ) yoksa her ikisinin bir birleşimi midir bilmiyorum ama dersten çok güzel bir enerji aldığım kadar mutlu da ayrıldım. Beni geliştirip, ondan ilham alabileceğim bir hoca gerçekten de tasarım okularında çok önemlidir. Neyse ki okulda şimdiye kadar teknik anlamda memnun kalmadığım bir hocam olmadı. 
Eveeet asıl bahsetmek istediğim şey  bilinen ama bilinmeyen bir konu. :)
Artık günlük hayatta da bu terimlerin ingilizcesini telaffuz ettiğimiz için bende türkçeye çevirmeyeceğim. ; style nedir? ve styling nedir?
STYLE, bir nesneyi özel kılan tüm özelliklerin kombinasyonudur.
Fashion gelir, gider ama style yerini korur, aynı olduğu gibi kalır dedi hocamız bugün..
Style aslında bir karakterdir. 
Style'ı oturmuş bu konuda başarılı kişiler aslında kıyafetin karakteriyle, kendi karakterini uydurabilmiş, özümsemiş kişilerdir.
Bir kıyafetin de style i aslında onun karakteridir.
örnek olarak; askeri stil(military style), denizci stili(marine style), college style(kolej stili)..vb bu örnekler değişmez yerleşmiş stillerdir, military dendiğinde akılda beliren şeyler bellidir.
Tabi chanel ceket stili veya blazer ceket stili dediğimizde bunun başında ana kategori olarak ceketler gelir. Tıpkı sandalet dediğimizde bunun ayakkabı kategorisinden geldiği gibi..Ama tüm bunlar ''style'' için iyi birer örnek. 
STYLING ise, doğru kıyafetleri doğru aksesuarlarla, birçok faktörü göz önünde bulundurarak(renk, kumaş), doğru yer ve doğru zaman için bir arada toplayabilme sanatıdır.
Başarılı bir styling, alışılagelmiş geleneksel bir tarz ile alışılmadık farklı bir parçayı bir arada kombinlemektir. 
Burada önemli olan biraz da nasıl bir görünüm elde edilmek istendiğidir. Örneklerde de göreceksiniz, leopar pantalon kaç farklı şekilde giyilmiş, asi, şık, sexy istediğiniz görünümü vermek sizin elinizde! ister payeti yünle harmanlayın, ister şık bir gece elbisesini blazer veya tuxedo ceketle giyin, ister kıyafetlerinizi babet, bot veya stiletto ile tamamlayın, tercih sizin !
'Styling'leri,ve'style' larını başarılı bulduğum birkaç örnekle sizleri başbaşa bırakıyorum:)
PS: Yazım bugünkü dersten alıntıları ve benim yorumlamamı içerir.

1 Ekim 2010 Cuma

Farklı ModellerdeN Farklı TarzlaR !?!


















Özellikle yurt dışındaki modellerden söz edersek günde 4-5 tane çekim veya defileye
koşturdukları kesin hemde fashion week haftalarıyla onlara kolay gelsin !

Tabi her gün bu saç, makyaj, değişik kıyafetler onları boğmaz mı, fenalık geçirmezler mi diye düşünürken ( ne alakasız bir düşünce değil mi? haha ben böyleyim işte) farkettim ki öyle yoğun ve sürekli tepelerinde birileri olmasına rağmen arkadaşlar günlük hayatlarında tarzlarından ödün vermiyorlar. Bir çoğunun hani öylesine giyip çıkmaları bile baya başarılı olabiliyor.

Bu sektörde ''barbie bebek'' misali bir görev üstleniyorsanız hemde tüm modacıların ve kreasyonların tam ordasındaysanız, herhalde bu tarz ve bu hava kendiliğinden geliyor olsa gerek..

Tarzından emin olmayan, değiştirmek isteyen veya hala oturtamamış olanlar için veya hergün ne giysem krizi yaşayanlara gelsin..... :)

28 Eylül 2010 Salı

Istanbul ve Moda !

Istanbul bir moda kenti midir yoksa bir moda kenti olma yolunda ilerlemekte midir?

Bu soru beni zaman zaman düşündürmekte..

Vogue'un Türkiye'ye gelmesi, çeşitli organizasyon ve moda partilerini beraberinde getirdi.

Istanbul Fashion Week türk moda tasarımcılarının ön plana çıkmasını, ve kendilerini herkesin izlediği bir platformda sergileme imkanını doğurdu.

Tabi beraberinde İstanbul'a getirilen Dünyaca ünlü isimler ve moda partileri geldi..

Üstüne üstlük bir de FNO organizasyonu yapılınca Istanbul modaya doydu sanırım.

Herkes en farklı giysileriyle arz-ı endam eyledi durdu..

Tüm bunlar İstanbul'u bir moda kenti yapar mı? 
Aslında yapsa da yapmasa da en azından bu tip organizasyonlar için herkes elinden geleni yapıyor ve birşeyler için çabalıyor. 

Tüm bunlar güzel Türkiye'mizde bir renk, bir hareket oluyor. 

Bu İstanbul ve moda konusunda ben en çok moda tasarımcılarımızın kendilerini ifade edebildiklerine, bu şekilde herkesin dikkatinin biraz daha modaya çevrilmesiyle, Türk modacılarının da çok fazla göz önünde olmaya başladıklarına seviniyorum. 

Eskiden bilinen bir kaç tane varken diğer geriden yetişenler seslerini çok iyi duyuramazken ve yeterli ilgiyi ve müşteriyi bulamazken şimdi yetenekleri keşfediliyor aynı zamanda takdir ediliyorlar . Artık türk modacısından birşey giymek havalı olur hale gelmeye başlıyor. Bu muhteşem birşey. 

İtiraf etmeliyim ki ben çok da eski olmamakla beraber bir zamanlar türk modacılarının ürettiklerini beğensemde alıp almamakt tereddüt eder ve çoğunlukla almadan çıkardım.

Ama şimdilerde onların farklı tarzları bende heyecan uyandırıyor, onlardan aldığım şeyleri gururla taşıyorum.

Bende bir gün yarattığım tasarımlarla heyecan uyandıracağım günü bekliyorum. :)

Son ;

28 eylül akşamı Arzu Kaprol, Paris'teki Palais Royal'de bir sunumla yer alacakmış, başarılar !!
29 eylül akşamı, Hakan Yıldırım ise, ANDAM ödüllü markası Hakaan'ın 2011 ilkbahar/yaz koleksiyonu ile Paris'te Palais de Tokyo'da yer alacakmış, başarılar diliyorummm!!!!




 

7 Haziran 2010 Pazartesi

Yeni bir adım...

Hey hey hey !!! :)

Sıkça verdiğim uzun aralardan artık sıkıldım ve aranıza geri döndüm.

Geri dönüşüm gerçekten de muhteşem oldu sanırım çünkü artık hobi olarak ilgilendiğim bir konu üzerinde uzmanlaşmaya karar verdim ve tam 6 aya yakın bir süredir bununla ilgileniyordum.

Konu ne mi ? Tabiki moda ile ilgili. La Salle International Academy'de fashion design diploma programına başladım!!!

Evet sabahım yok, evet gecem yok evet gecem gündüzüme, gündüzüm geceme karıştığı zamanlar çoğunlukta ama ne var biliyor musunuz işimi seviyorum..

Önce reklamcılık sonra pazarlama derken kendimi bulamamış, işlerimden zevk almaz durumdaydım. Bir nevi görev tamamlıyordum. Fakat o şekilde hayat geçmezdi. Ben heyecanlanmalıyım, ben bir şeyler yaratmalıyım. Ve sonunda istediğim yerdeyim.

Peki asıl soru? Ne oldu benim geçen senelerim boşa mı gitti?

Kesinlikle hayır. Bilgi üniversitesi'nde reklamcılık okumak ve ardından bir reklam ajansında çalışmış olmak benim için paha biçilemez bir tecrübe olmuştur. Okuduğum bölümden çok memnunum çünkü tek bir alan değil bir çok alanla alakalı şeyler öğreniyor ve tecrübe edebiliyorsunuz. Reklam 'ın alt konuları, bağlantılı olduğu yerler çok dolayısıyla reklam okumuş olmaktan dolayı çok mutluyum. Bunun yanında bir çok pazarlama dersleri, pazarlama üzerine kıs eğitimler, sunumlar, workshop ve pratikler ve tabiki pazarlama departmanında çalıştığım zamanlar sayesinde kendimi o alanda da çok geliştirdim. Ve tüm bunlar bana moda alanında çok kuvvetli bir altyapı kazandırdı.

Çünkü bir modacı sadece yaratarak bir yere gelemez, bu başlı başına bir yol.
Tasarım, çevre, pazarlama bilgisi, para , psikoloji, araştırma, reklam..vb gibi konuların hepsi bir bütündür bir modacı için. Hiç bir işin tamamını bir başkasına yükleyemezsiniz. Eğer bu başlıklar sizde yoksa yolunuzu ufkunuzu çok net göremez, engellerle kolay savaşamaz ve yenilikler üretemezsiniz. Kısacası, başarılı olamazsınız.

Dolayısıyla, direk üniversitede moda okumamış olmamı aslında ilk zamanlarda bir kayıp olarak görsem de günler geçtikçe işin içine girdikçe aslında ne kadar anlamlı ve faydalı olduğunu fark ediyorum.

Size kısa kısa hayatımdaki büyük yenilikten bahsettim.

Bu sefer ara vermeden yazmaya devam !